Bal arısı uygarlığın var olduğu günden itibaren varlığını sürdüren yegâne bir canlı türüdür. Arılar üzerinde yapılan araştırmalarda bal, arı sütü ve polenin insan sağlığı açısından oldukça faydalı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Arı kolonileri incelendiğinde, işçi arılar 2-3 ay yaşarken, aralarındaki bir kısım işçi arı türleri 40 kat daha fazla yaşayarak 5-7 yıl boyunca yaşamlarını sürdürür. Bu arı türü, yumurta sağlayarak koloninin varlığını sürdürmesine destek olur. Bu arı türünü diğer arı türlerinden ayıran en önemli özellik, arı sütü ile beslenmesidir. Arı sütü, uygun doz ve ölçülerde tüketilmesi halinde kişinin yaşam kalitesini yükselttiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Arı sütünün iştah açıcı özelliği ve yapısındaki mineraller sayesinde kanser gibi ciddi hastalıklardan kurtulma noktasında önemli bir özelliğe sahiptir. Arı sütü, özellikle gebelik döneminde olan annelerin yaşam kalitesini arttırmaktadır. Bununla birlikte, arı sütü annenin iştahını açarak bebeğin sağlıklı olarak besinleri tüketmesini sağlayarak doğum sonrasında yemek yeme isteği konusunda problem yaşanmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Arı sütü, yaşamın her alanında yaşamsal öneme sahiptir. Yapılan araştırmalar neticesinde bebek, çocuk, erkek, kadın, yaşlı bireylerin tamamında uygun ölçülerde alınan arı sütünün iştah açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, doğum öncesi ve sonrası dönemde anne karnında gelişmeye başlayan bebeğin zihinsel gelişimini sağlamasıyla büyümede önemli bir etkiye sahiptir. Arı sütü tüketen bireylerin iştahlarının açılmasıyla birlikte hastalıkları konusunda çok ciddi anlamda destek sağladığı görülmüştür. Özellikle kanser ve ağır hastalıklarla mücadele konusunda çok önemli bir yere sahiptir. Sporla uğraşan kişilerin egzersizleri esnasında alınması halinde sporcunun iş ve yaşam performansını artırır. Bununla birlikte, vücudun zindelik kazanmasını sağlayarak verimliliğini sağlamaktadır. Uzman hekimler, uygun oranlarda alınan arı sütünün saç dökülmesi, sivilce, kapanmayan yaralar ve sivilceler üzerinde ciddi anlamda etkili olduğunu dile getirmektedir. İnsanların metabolizmasını hızlandırmasından kaynaklı olarak yapısında bulunan HDA 10 içeriği sebebi ile kişilerin yemek yememe gibi durumlarda iştahını açtığı kanıtlanmıştır. Bir kısım hastalıklardan dolayı yemek yemeyen bireylerin, hastalıklara karşı performans arttırmasından dolayı ciddi anlamda katkı sağladığı bilinmektedir.

Doğal bir mucizevi besin olan arı sütünün belirli ölçülerde kullanılması gerekmektedir. Şayet gelişigüzel olarak arı sütü tüketilmesi halinde vücuda fazla alınan vitamin ve besinlerin zaman içerisinde insan sağlığını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Yetişkin bireylerde 500-800 mg kadar ağırlıkta arı sütü, bal ile karıştırılarak günde iki kaşık tüketilmesi kişinin sağlığına kavuşmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte, yapılan bu karışım her gün aynı saat dilimi arasında alınması gerekmektedir. Çoğunlukla iştah problemi çeken kişilerin yemek yemesini düzenleyen bir yapıya sahip olan arı sütü, birçok kişi tarafından sevilerek tüketilmektedir. Böylelikle, iştahı açılan kişinin zamanla hastalıklara karşı direnci artarak fiziki olarak daha fazla gelişmesini sağlayacaktır. Bununla birlikte, sindirimi düzenleyen arı sütü zamanla kişinin düzenli yemek yeme alışkanlığı kazandırdığı görülmüştür. Arı sütü, ağız yoluyla alınarak kişinin rahatlıkla tüketimi sağlandığı görülmüştür. Bununla birlikte, arı sütü yapısı itibariyle iştah açıcı özelliği nedeniyle uzman hekimin bildirdiği ölçüler ile tüketilmesi halinde kişinin kısa süre içerisinde iştahının açılmasını sağlamaktadır. Ancak, arı sütü özellikle hamile olan bayanların doktor tavsiyesi ile belirli dozlarda alınması gerekmektedir.